- ağız aramak
- to feel the pulse, to see how the wind blows
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
ağız aramak (veya yoklamak) — öğrenmek istenilen şeyi söyletecek yolda dil kullanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağzını aramak (veya yoklamak) — ağız aramak Bazı yorumcular karşısındakinin ağzını aramak, gerçek düşüncesini öğrenmek için böyle karamsar görünme yolunu tuttuğunu savunuyorlar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
tartışmak — nsz, le 1) Bir konu üzerinde, birbirine ters olan görüş ve inançları karşılıklı savunmak 2) Ağız dalaşı yapmak, münakaşa etmek Usta da ben de tartışmak istemedik adamla. N. Cumalı 3) sp. Güreşte karşı karşıya durum alıp elle birbirini yoklayarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük